Bu Blogda Ara

15.04.2009

Bilişim Çağında Bilgisayar Mühendisliği Eğitimi

Bilişim teknolojisinin hızlı gelişimi, hem günümüz toplumlarının ihtiyaçlarının hızla karşılanabilmesinde, hem de pek çok yeni ihtiyaçları doğurmasında önemli bir rol oynamaktadır. Teknolojik gelişme ise, mühendisliğin özellikle bilgisayar mühendisliğinin gelişimine o da kaliteli bir mühendislik eğitimine bağlı bir olgudur. Bu yazıda, bilgisayar mühendisliği eğitiminin genel durumu değerlendirilecek ve kalitenin artırılmasına yönelik düşüncelerimiz yer alacaktır.

Teknolojinin hızını kavrayabilmek için, bilgisayarların değişim serüvenine göz atmak yeterlidir. 1946 yılında, ancak saniyede 5000 işlem yapabilen ve büyükçe bir sinema salonuna yerleştirilebilen zamanının teknoloji harikası olan ENIAC isimli bilgisayar bilgi giriş ve çıkışı oldukça zor olmasına rağmen, hesaplamalardaki hızı sayesinde önemli projelerde kullanılmıştır [1]. Bugün ise, bilgisayar teknolojisi , Intel Core 2 Quad T9400 işlemcili 4 Ghz saat frekanslı, 600 Mhz çekirdek ve 900 MHz de bellek frekansında çalışan süper dizüstü bilgisayarların üretildiği noktaya ulaştı[2].

Mühendislik Eğitiminin bu büyük hıza ayak uydurabilmesi için, teknolojinin ihtiyaçlarına cevap verecek çağdaş bir formata kavuşması ve daha önemlisi sürekli kaliteyi hedef alması zorunluluğu bulunmaktadır. Temel alan sayılan Elektrik Mühendisliğinden doğan ve son 20-25 yılda, endüstriyel gelişmenin sonucu yeni bir mühendislik alanı olarak ortaya çıkan Bilgisayar Mühendisliği; bilgisayar bilimleri, bilgisayar donanımı ve bilgisayar yazılımı olarak 3 anabilim dalına ayrılır. Günümüzde, bazı üniversitelerde Yazılım Mühendisliği ve Enformatik Mühendisliği isimli bölümler bulunması Bilgisayar Mühendisliğinin de bağrından yeni alanlar doğurduğunu göstermektedir.

Temel ilgi alanımız olan Bilgisayar Mühendisliği Eğitiminin kalitesi çağdaş ders programları ve nitelikli öğretim üyesi sayısı ile doğru orantılıdır. Ders programlarının hazırlanmasında, uluslararası standartlar ve ülkenin koşulları çok önemli bir rol oynarlar. Bilgisayar Mühendisi çok iyi bir matematik ve fizik altyapısına sahip olması gerekir. Oysa ülkemizde temel eğitim seviyesinde bu altyapı kurulamadığı bilinen bir gerçektir. Bilgisayar Mühendisinin kazanması gereken önemli bir araçta analitik ve algoritmik düşünme tarzıdır. Bunun geliştirilmesi, ilk ve orta öğretimde öğrenciye verilen ezber eğitimi yerine, düşüncenin geliştirilmesi ve yorum yapma kabiliyetinin artırılması ile mümkün olacaktır.

Kaliteli eğitimin diğer unsuru olan, nitelikli öğretim elemanı sorunu tüm alanlarda problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak Bilgisayar Mühendisliğinde nitelikli olması bir yana öğretim üyesi bulmak dahi çok güçtür. Zira akademiye yatkın nitelikli öğrencilerin her zaman sektörde iş bulmaları veya yurtdışına çıkmaları mümkün olduğundan üniversitelerimizin bilgisayar mühendisliği bölümleri öğretim üyesi açıklarını kapatamamaktadırlar.

Yazılımcılar arasında yaygın olan "Öğretmek program geliştirmekten zordur" düşüncesi eğitim işinin çok zor bir iş olduğunu, öğretim elemanının bilgi birikimi ile birlikte iyi bir deneyiminin de olmasını gerektirir. Batıda, çoğunlukla derse sadece profesörler ve doçentler girebilir, araştırma görevlileri giremez. Ancak, çoğu üniversitelerimizde öğretim elemanı açığı, deneyimsiz araştırma görevlilerini ders vermeye zorladığından kalitenin önünde bir engel teşkil etmektedir.

Son söz, ülkemizde eğitimin özel olarak bilgisayar mühendisliği eğitiminin kalitesine etki eden kuşkusuz daha pek çok faktör varolmasına rağmen, bu yazıda sadece birkaç tanesini ele alabildik. Zamanımızın en önemli değerlerinden biri, toptan kalite anlayışının her alana yayılması olduğundan, eğitim de bunun altyapısını kazandırmayı hedeflerse, problemlerimizin büyük çoğunluğunun çözüme kavuşacağına olan inancımı belirtmek isterim.

Hiç yorum yok: