Bu Blogda Ara

28.09.2007

LOGO TIGER LGCONFİG AYARI

LOGO yazılımları için SQL server desktop engine kurmadan var olan sql server development edition ile kullanma.

logo yazılımlarının veritabanlarını incelemek isterseniz, kayıtlar içinde dolaşmak ve olası hataları düzeltmek isterseniz (bunun için sizin logoya bakışınız sadece muhasebeci olarak değil, logo sistemcisi gibi olması lazım.) yapmanız gereken işlemler şunlar.

ilk kurulum için( boş bir tiger veritabanı için )

1. ms sql server üzerinde tiger veritabanına ulaşmasını istediğiniz bir kullanıcı oluşturun,şifresini belirleyin.

2. yeni bir veritabanı oluşturun( mesala LOGOTIGER) ve owner-sahibi olarak tanımladığınız kullancıyı verin.

3. tiger dizininden LGCONFIG dosyasını (gri büyük bir çark ikonu) bulun,açın. username ve password soracak.

4. başlat>çalıştır . LGCONFIG dosyasını çalıştıra sürükleyip bırakın (LGCONFIG dosyasının tam yolu ve adı yazıldı) ,bir boşluk bırakıp INFO yazın. tamama basın. LGCONFIG dosyası için kullanıcı adı ve şifre bilgilerini vermesi lazım.

5. bu kullanıcı adı ve şifreyi 3. adımda açmış olduğunuz ve username password isteyen alana yazın.

6. yeni açılan pencere aşağıdaki gibi olacak


7. buradaki username kısmına ms sql serverda tanımladığımız(1. adımda tanımlanan) kullanıcıyı(login) ve passwordunuzu yazıyoruz.


8. servername alanına ms sql serverın adını yazıyoruz. ms sql server çalıştırdığımızda açılan ilk penceredeki servername kısmı (resimdki gibi)


9. Database Name alanına ise ms sql serverda oluşturduğumuz veritabanının(2. adımda oluşturulan) adını yazıyoruz.(LOGOTIGER mesala)

10. tigersys.exe yi çalıştırarak logonun çalışıp çalışmadığıı kontrol ediyoruz.





20.09.2007

Resimlerinizin ASCII karşılığı

http://www.asciiartist.net/


URL sini gösterebildiğiniz bir resim için sonuç alınabilir.
çok net ve güzel olmasa da başlangıç açısından fena sayılmaz.
resim işleme (image processing) ile ilgilenenler belki daha güzel şeyler çıkarabilir.


11.09.2007

ASCII Sanatı: Yazı simgesi ile modern sanat

İnternetteki sanatçıların ASCII ile başarılı resimlerinden biri.



DLL dosyalarınının kendi ikonları ile görüntülenmesi

DLL (Dinamik Link Library) çalıştırılabilir fonksiyonlar ( genelde belirli bir vaya daha fazla işlevi olan ) içeren dosyalardır.

Her programın kendine has dll dosyaları olabileceği gibi programların ortak kullandığı dll dosyalarıda olabilir.

genelde Windows/sistem(system ) ve sistem32 dizinlerinde bulunurlar ve genel ikonları yeşil-sarı iki çarktan oluşur. aslında her dll'in kendine ait ikonu da vardır. bu ikonlarla hangi dll hangi programa ait ayırt etmek daha kolay olur. bunun içinse aşağıdaki işlemi yapmak yeterli.

!!! işlemleri yapmadan önce sistem yada sistem32 dosyasını açıp dll lerin ikonlarına dikkat edin.
1- bir text dosyası açıp aşağıdakileri yazın

REGEDIT4
[HKEY_CLASSES_ROOT\dllfile\DefaultIcon]
@=”%1”


2-dosyayı .reg uzantılı olark kaydedin.
3- kaydettiğiniz dosyaya çif tıklayarak çalıştırın, onay sorusunu evet diye cevaplayın.

!!! şimdi tekrar sistem yada sistem32 dosyasını açıp dll lerin ikonlarını kontrol edin.
bazı dll lerin ikonları değişmemiş olabilir, bu dll için belirlenmiş bi uygulama olmadığıdır.bu dll lerin özelliklerinde birlikte aç özelliği "Unknown application" olarak gözükür.


not: aynı işlemi diğer dosyalar içinde yapabilirsiniz. burada tek değişmesi gerekn dllfile yerine istediğiniz dosyanın adıdır. (clpfile,exefile vs.. )

10.09.2007

Ofis programlarının Türkçe olarak ayarlanması

start->porograms->ms office->ms office tools-> language setting

çıkan diyalog kutusundaki listeden turkish seçilecek.

anahtar kelimeler: ms office,language,settings

5.09.2007

Programci Bulamiyorum Demekle Ne Kastediyorsun

Bir yazılımcıdan tam performans almamızı sağlayacak şirket ortamı nasıldır,insanları nasıl kazaniriz ile alakali güzel bir makale.

bu makale ile bir yazılımcı olarak şirketlerden neler isteyebileceğimi, hangi şirketler ne olanaklar sağladığını özetle yazılımcı haklarının zamanla ( arz -talep dengesi ile ) artacağını öğrenmiş oldum. güzel bir makale yazana teşekkürler.

devamı : özeti için tıklayın...
devamı : makalenin tamamı için tıklayın...

4.09.2007

Online cemaat kurup altyapıyı oluşturdu filmini sonra çekti.

internet ve sıradışı bir kullanım amacı, tebrikler . sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim.
Filmi ise şimdiden merak etmeye başladım.

'Sıfır Dediğimde' filmiyle sinemaseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanan Gökhan Yorgancıgil, senaryonun oluşumundan yapım aşamasına kadar birçok alanda internetteki cemaatten yardım aldı.

İnternetin harikaları, mail kontrol etmenin, diğer kullanıcılara bağlanmanın veya araştırma yapmanın ötesine geçti. İnternet artık sadece yaşamı daha da kolaylaştırıp dünyayı küçülten bir araç değil, insanın nasıl yaşayacağını, film ya da haber yapabileceğini de belirliyor. Film yapımcısı Gökhan Yorgancıgil, film senaryosu için kurduğu web-sitesine yazanların filmin oluşumunda önemli katkıları olabileceğini keşfetti.

“Sinema ile uğraşmak isteyen genç bir insan, prodüksiyon firmalarının kapısını çalamaz, çünkü alacağı olası cevabın cesaretini kırabileceğini bilir” diyor Gökhan Yorgancıgil. “Sıfır Dediğimde” adlı filmin yazarı ve yönetmeni olan Yorgancıgil, Türkiye’de yeteneklerine rağmen bir film yapımında yer alamayan birçok insan olduğuna inanıyor. Yorgancıgil, gençlerin, önlerindeki bariyerleri aşmaları için internetin varlığının önemine vurgu yapıyor.

“Web-günlüğümüzde birçok yetenekli insan var. Yetenekleri gerçek. Ne yazık ki bugün sinema alanında çalışan birçok deneyimli senaryo yazarında bile bu ölçüde bir yenetek bulamazsınız” diyen Yorgancıgil'in Türk sinema sektörü için endişe duyduğu açıkça görülüyor. Yönetmen, internetin sinema sektörüne taze kan ve yetenek sunabileceğine inanıyor.

“Sıfır Dediğimde” yönetmen Yorgancıgil’in ilk uzun metraj filmi. Filmi çekme fikri bir psikolog arkadaşının anlattığı hikâye ile ortaya çıkıyor. Hikâye stajyer bir doktorun hipnoz ile ilgili yaşadığı deneyimi içeriyor.

Filmin konusu hipnoz

Filmin konusu hipnozun polisiye türlerde sıkça başvurulan bir yöntem olduğu düşünüldüğünde, "Sıfır Dediğimde"yi diğerlerinden ayıran nokta, daha önceden birbirini tanımayan birçok insanın filmi yapmak için ortak bir çalışma yürütmesi. “Çalışanların hepsinin ya da çoğunun hazır bulunduğu bir gurubuz" diyor genç yönetmen ve internetteki web-günlüğünde sinopsisi paylaştıklarını aktararak "Sonra beklemedikleri bir şeyler oldu. Filmin web sitesi ekseninde senaryonun, film karakterlerinin, Türk sinemasının ve sinema dilinin tartışıldığı bir sosyal çember oluştu. On-line bir sistemimiz var, film internette şekillendi, yazımından senaryosuna ve yapım kararlarına kadar" diye konuştu.

Online kullanıcılara, web-günlüğü yazarlarından gelen geri beslemelere göre hikâyeyi nasıl devam ettirebileceğini soruyor, onların fikirlerine göre de hikâye şekilleniyor. “Kullanıcılardan gelen fikirlerden oluşan bu veri tabanına dayanarak ana hikâyeyi yeniden şekillendirdim. Web-günlüğü yazarlarımızdan gelen bütün katkıları hikâyede kullandım” diyor genç yönetmen tebessümle.

Sosyal kısıtlama yok

Yorgancıgil, online cemaatin eleştirel olmasından son derece memnun. “Fikirlerinizin iyi olup olmadığını çok kolayca görebilirsiniz veya başarılı olup olmayacağını. Orada sizin projelerinizi deşmeye hazır binlerce insan var” diyor. Web-günlüğü yazarları hipnozun ne kadar bilimsel olduğunu sorduğunda konuyu tekrar ele aldığını belirterek ekliyor: “Hipnozun bilimsel temelleri olması gerektiğini söylediler. Onu bilimsel temeller üzerine inşa etmeliydik ve yaptık.”

“İnternette sosyal kısıtlama yok. Normalde, insanlar eleştirilerini dile getirmekte utangaç davranabilir. Fakat internette, her şey serbest, herkes düşündüğü neyse açıklayabilir” diyor Yorgancıgil, internetin yararlarını sıralarken. İnternette fikir paylaşımının çalışmak için etkili bir yol olduğuna inanan Yorgancıgil, gerçek bir takım olduklarına vurgu yaparak fikirlerden daha çok şey paylaştıklarını söylüyor. “Ağlamanın sınırına geldiğim anlar oldu” diyor, web-yazarlarından birinin film ekibi için akşam yemeği hazırlamayı bir diğerinin ise arabasını ödünç vermeyi önerdiğini anlatırken.

2 Kasım'da gösterimde

Ekip, filmi neredeyse 6 ay önce kaba kurgusu bittiğinde test izleyicisine gösterdi. Çok farklı kesimlerden gelen 100 kişilik test izleyicisine anket soruları sorduklarını belirten Yorgancıgil, “Böylesine odaklanmış bir grup çalışması yapan ilk ekip olduğumuza inanıyorum” diyor ve ekliyor: “Şimdi bu ankete verilen cevapları dikkate alarak son düzenlemeleri yapıyorum.”

Yorgancıgil, şimdi filmine seyirciden gelecek tepkiyi bekliyor. Filmin artık kendi çocuğu olduğunu ve bu nedenle objektif değerlendiremediğinden şikâyet ediyor. “Proje üzerinde bu kadar çok çalışmışken, daha fazla objektif bir göz ile bakamam. Seyirci değerlendirmeyi yapacaktır” diyor ve gösterim için çok heyecanlı olduğunu belirtiyor.

"Sıfır Dediğimde" son aşamasında ve yaklaşık 90 dakika sürüyor. 2 Kasım 2007’de Türkiye genelinde 70 kopya ile gösterime girmesi bekleniyor.

filmin sitesi : http://www.sifirdedigimde.com/

Haber: Yasemin Sim Esmen
kaynak:http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=76866&ForArsiv=1

TÜBİTAK ARGE destek yardımları

Yazılım Mühendisliği Türkiye grubuna gelen bir mail önemli olduğunu düşündüm ve daha çok kişiye ulaşmasını istedim.

Ülkemizde Ar-Ge İçin Verilen Destekler
Sayın Grup Üyeleri,

Bildiğiniz üzere, ülkemizde çok sayıda sanayi ve yazılım firması araştırma
geliştirme (Ar-Ge) ile uğraşmakta ve bu konuda harcamalar yapmaktadır.

Fakat birçok kuruluş, desteklerden haberdar olmadıklarından yada günlük işlerden
fırsat bulamadıklarından yada yanlış proje ile yanlış şekilde başvurduklarından
bu desteklerden faydalan(a)mamaktadır.

Özellikle TÜBİTAK bu konuda son derece başarılı çalışmalar yapmakta, firmalara
çeşitli destekler vermektedir. Bu konuda uzun süredir danışmanlık yapan biri
olarak, hala çok az sayıda firmanın bu desteklerden haberdar olduğunu
görmekteyim. Bu amaçla, desteklerden haberdar olmayan grup üyelerini
bilgilendirmek isterim.

Destekler hakkında genel bir bilgi olarak;


Eğer,

Ürün Geliştirme Konusunda;
1. Firmada Mevcut Bir Ürünün Yeni Modellerinin Geliştirilmesi (temel bir üründe
yapılan değişikliklerle yeni ürünler geliştirilmesi veya mevcut bir ürünün yeni
bir alana uygulanması için yapılan uyum çalışmaları)

2. Firma İçin Yeni Bir Ürün Geliştirilmesi (benzerleri pazarda veya sektörde
mevcut olup firmanın ürün ailesinde olmayan bir ürünün geliştirilmesi)

3. Firma İçin Yeni Bir Ürün Platformu Geliştirilmesi (kendisinden yeni
modellerin türetilebileceği temel bir ürünün geliştirilmesi)

4. Ülke İçin Yeni Bir Ürün Geliştirilmesi

5. Dünya İçin Yeni Bir Ürün Geliştirilmesi (yeni bir fikir odağında dünya
pazarlarında olmayan bir ürünün geliştirilmesi)

Süreç Geliştirme Konusunda;

1. Maliyet Düşürücü veya Standart/Kalite Yükseltici Sonuçların Elde Edilmesi
Amacıyla Yeni Tekniklerin Geliştirilerek Uygulanması

2. Üretimle İlgili Olarak Yeni Bir Yöntem veya Teknoloji Geliştirilmesi
ile ilgili faaliyetlerde bulunuyor, harcamalar yapıyorsanız,



üst limiti olmaksızın yaptığınız harcamaların %60'ına kadar hibe alabilirsiniz.


250 kişiden az çalışanınız varsa ve daha önce Ar-Ge desteklerinden
faydalanmadıysanız, ilk 2 Ar-Ge projeniz için, her bir proje için 400.000YTL'lik
Ar-Ge harcamalarınızın %75'ini (300.000YTL) hibe, geri ödemesiz destek,
alabilirsiniz. Ayrıca bu destek kapsamında alacağınız her türlü danışmanlık
hizmeti de desteklenmektedir.

İki projeniz desteklendikten sonra yada 250'den fazla çalışanınız varsa, proje
büyüklüğü olmaksızın, proje bütçenizin %35-60 arasında bir oranda, uygun her
projeniz için hibe alabilirsiniz.

Ayrıca, yine Ar-Ge projenizin finansmanı için %0 faizli 2.500.000$'a kadar kredi
imkanınız da bulunmaktadır.


Konu ile ilgili olarak her türlü sorunuzu cevaplamaktan memnuniyet duyarız
(isteyenlere, destekler hakkında detaylı bilgi içeren bir ek dosya da
gönderebiliriz).




Saygılarımızla



Levent B.ERİBOL

Eribol Müh. Dan. Eğt. Ltd. Şti.

ODTÜ Teknokent Gümüş Bloklar PARGE

ODTÜ / Ankara

Tel: (312) 210 18 36

Faks: (312) 210 18 37

Email:levent.eribol@...

Çok kod yazınca kazanılan yetkinlikler nelerdir ?

Yazılım Mühendisliği Türkiye grubuna gelen bir soru ve cevaplar ilgimi çekti burayada aktarmak istedim. eklemek istedikleriniz varsa yorum olarak yazabilirsiniz.

işte çok kod yazanların yazdıkları
------------------------------------------------------------------------------------------------
- 6-8 numara inceltilmis camli gozluk
- Bel fitigi
- RSI (Repetitive Strain Injury)
- Asiri neskafe tuketiminden sararmis disler, ve asabi bir mizac
- Kendini ifade problemleri, genel bir sosyal guvensizlik

vs...
------------------------------------------------------------------------------------------------
turkce karakter kullanmadan yazmak; mail yollamak; sms atmak; hatta konusmak( yok canim bu birazabarti oldu :D )
------------------------------------------------------------------------------------------------
Nasil az kod yazilacagini ogreniyorsun.
------------------------------------------------------------------------------------------------
" Nasil az kod yazilacagini ogreniyorsun. "
Ancak bu kadar guzel ozetlenebilirdi. Tebrik ediyorum.

------------------------------------------------------------------------------------------------
ContextFree olmayan soz diziliminde cumlelerin anlasilamamasi.
(
Cok anlamliligi hayatta sevmem !
)

Dis dunyayla baglantida gucluk
(
Dis dunya dedigimiz aklimizin icindekiler degilmi zaten, biz sadece gereksiz verileri atiyoruz. : )
)

Karin kaslarinin islevsizlesmesi ve bel bolgesinde yaglanma, Yalin bir anlatimla gobek
(
Bir sure sonra zaten, gobegin tamamlayici bir donati oldugunu dusunup gururlan¹yor insan
)

Kimi mahkemelerce tanıklıgın kabul edilmemesi
(
Akillara kurgu ile gercegin karistirilma ihtimali gelse de ilkin, ben kurguyu gercek mis gibi yutturabilme becerilerine dair bir onlem oldugunu dusunmek istiyorum.
)

Kendi kendine konusma
(
Ben basit bir beyaz yalanla durumu kurtarmaya calisiyorum. 'Asiri kod yazmadan oturu, beynin sag lobuyla sol lobu aras¹nda iletisimi saglayan sinir kanal¹ islevini yerine getiremez hal al¹r. Bu nedenle sol lobda olusan bir dusunceyi sag loba ancak sozlu olarak aktarabiliyorum. ' bazıları yiyor : )
)

Inatcılık
(
Sanirim inatci oldugum icin yazilimci oldum, yazilimci olunca inatciligim da artti.
)

------------------------------------------------------------------------------------------------
Konuya zaten burada degiliniyor: